21 Ocak 2015 Çarşamba

Gidenler ..

Gidenler kalanlara çok şey öğretirler bu hayatta. Hayal kırıklığını mesela.. Hiç solmayacak sandığın,ellerinle sulayıp yeşerttiğin o aşk denen çiçeğin bir anda solması öğretir insana ne demekmiş hayal kırıklığı.. Hücrelerine kadar hisseder,tatmamak için dünyaları verirsin.. Gidenler, güçlü olmayı öğretirler,dimdik durmayı hayata karşı. İçinde fırtınalar kopar,bağırmak,haykırmak istersin ama kimseye belli edemezsin. Sen acı çekersin inceden inceye,herkese gülümsersin en sahte halinle. Demir bile senin kadar güçlü olamaz o an.. Gidener umudu öğretirler. Her şeye rağmen bir gün geri döneceğine inandırırsın kalbini. Aklın her ne kadar kabul etmese de bu savaşı kalbin kazanır her defasında,ufacık bir umutla bekler durursun.. Gidenler sabırlı olmayı öğretirler. Gecelerin bu denli uzun olduğunun farkına vardığında,geçmek bilmeyen dakikalara sabretmeyi.. Uykusuz geçen gecelerde,onu düşünmeyi.. Gidenler,sahte kahkakaları öğretirler. İçin için ağlarken,etrafa en yüksek mertebeden gülmeyi,hayatı çift ruhla yaşamayı.. Hıçkırarak ağlarsın ruhunda,kahkahalara boğulursun bedeninde.. Gidenler,kalmayı öğretirler. Yapayalnız,tek başına.. Alışmak zorundasındır kalmalara,mecalin olmaz gitmelere. Gidenler,sevmemeyi öğretirler. Bir daha sevemezsin kimseyi onu sevdiğin kadar,bakamazsın gözlerine ona baktığın kadar.. Sen kalırsın olduğun yerde,onlar giderler.. Ne halin kalır sevmelere ne de mecalin gitmelere..

Ölücez Be Hafız ..

   İnsanı bu fani dünyadan alıp ebediyete götüren, sevdiklerinden ayıran ve yaşamımızın aslında bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu bize her defasında hatırlatan, soğuk, çok soğuk ölüm.. 
  
   Hemen hemen her gün televizyonda,çevremizde, orda, burda ölüm haberleri duyarız. Kimisi trafik kazasına kurban gitmiştir kimisi daha gençliğinin en güzel çağların da amansız bir hastalığa yenik düşerek hasretle,yaşayamadığı günlere olan özlemle kapatmıştır gözlerini bu yalan dünyaya.. Hep çok uzak gelmiştir ölüm bizlere,ne de olsa ölen kişi biz ya da sevdiklerimiz değil ya ! Hiç gelmeyecek zaten ölüm bize,azrail hiç uğramayacak zaten korkak kalplerimize.

   Ne çok umursamaz yaşıyoruz hayatı,bir saniye sonramız belli değilken gelecek günlerin,ayların hatta yılların programını yapıyoruz en ince ayrıntısına kadar. Hiç düşünmeden ölümü,kendimizi yaşamaya odaklıyoruz, kırıyoruz insanların kalplerini. Biriyle tartışırken ölüm ufakta olsa aklımıza geliyor mu hiç ? Diyor muyuz kendimize eyy insanoğlu nedir bu kavgan nedir alıp veremediğin bu ölümlü dünyadan ? Pardon pardon dedim ya ölüm bize hiç gelmeyecek,geçmeyecek azrail kapımızın önünden (!)

   Çok mu zor sevdiklerimize 'Seni seviyorum,seni gerçekten gönülden seviyorum ' demek ? Çok mu zor ısıtmak kalpleri ufak,tatlı bir sözle,güzelleştirmek hayatı sevgimizle. Ne az seni seviyorum diyoruz annemize,babamıza,kardeşimize, hayat arkadaşımıza ve dostlarımıza. Esirgiyoruz onlardan bu insanı rahatlatan cümlelerimizi. Bir gün göçüp gittiklerinde bu dünyadan, kalınca yapayalnız bir başımıza,o zaman ah ben ne yaptım,neden kalbini kırdım annemin,babamın,arkadaşımın demeyecek miyiz? Hiç mi üzülmeyeceğiz miyiz gidenlerin arkasından söyleyemediklerimize..

   Dünya fani,ölüm ani be azizim.. Kimin ne zaman ve nerede öleceği,hangi yarım kalmışlıklarla gideceği belli mi sanki ? Değil dostum,hiç değil hemde.. Vakit varken,henüz ölmemişken,hala yaşıyorken bu sahte dünyayı, sevdiklerimize kendimize verelim o hep esirgediğimiz sevgimizi,değerimizi. Canlandıralım solmuş bozkırlarımızı,baharla beraber gelsin çiçekler ömrümüze.. Karda açan bembeyaz kardelen sevincinde haykıralım sevdiklerimize onların bizim için ne kadar değerli olduklarını. Onlar olmadan hep bir yanımızın ne kadar boş kalacağını iliklerimize kadar hissettirelim.. 

   Demem o ki azizim, sevelim , sevilelim ama en önemlisi bunu mutlaka ama mutlaka dile getirelim. İçimizden severek olmaz,onu hissettirmeye çalışalım. Bir kuyu hiç açılmadan değerli olur mu ? Biliriz ki orda su vardır ama o suyu kullanamadıktan sonra ne işimize yarar ya da ne kadar değeri kalır ki yanımızda. Sevgimiz de su gibi ancak işe yaradığında,kırılan yanlarımızı kapattığında değer kazanacak. 

   Ama en asıl demem o ki ; Ölücez be hafız ! Kalp kırmadan yaşa,sevdiğini haykır, erteleme hiç bir şeyini.. 


3 Ocak 2015 Cumartesi

Mahsun Kırmızıgül - Mucize Filmi

   Beyaz Melek,Güneşi Gördüm gibi insanın içini acıtan,ders veren ve her kesimden insanın bir parça dahi olsa kendinden kareler bulduğu bana göre son derece başarılı olan Mahsun Kırmızıgül filmlerinin ardından bir yenisi daha geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. 

   Film, 1960ların Türkiyesi'ne ışık tutarken bir yandan da yoksulluğun,cahilliğin ve kurtulmak için çırpınan güzel insanların hikayesini sunuyor bizlere. Ege'li bir öğretmenin sürgün yiyerek Doğu'nun bir köyüne göreve gitmesi,şehre ulaşır ulaşmaz karşılaştığı sorunlar,köylüler,okuma arzusuyla yanıp tutuşan öğrenciler ve köyün delisi Aziz izlerken sizi bambaşka duygulara götürecek.Kız isteme sahnelerinde bir yandan gülerken bir yandan da kızların nasıl eşya gibi alınıp gelin yapılmasına kızacaksınız içten içe.

   Aziz,6 erkek ve sayısı söylenmeye tenezzül bile edilmeyen bilmem kaç kız çocuğunun en büyükleridir fakat doğuştan sakattır ve ağzından tek bir kelime bile çıkmayan çocukların eğlencesi haline gelen bir gençtir. Sakatlığı ve konuşması dışında hiç bir zihinsel problemi bulunmayan aslında son derece akıllı bir insan olan Aziz'in hayatı, köye gelen öğretmenle bambaşka bir boyut kazanıyor.
Ailesi dışında herkes Aziz'i dışlarken,öğretmen Aziz'e sahip çıkıp onun eğitimine bir nebze dahi olsa katkıda bulunmaya çalışıyor.

   Kader ve kısmetin gerçekçiliğini bir kez daha Mucize filmiyle görmüş oluyoruz. Kardeşinin hapse girmesi ve babasının hiç tanımadığı bir adamın hayatını kurtarması Aziz için en büyük nimete dönüşüveriyor. Babasının hayatını kurtardığı adamın kızımı sana veriyorum demesi,ailenin bekar kalan tek erkeği Aziz için bambaşka bir yaşamın penceresini aralamaya yetiyor. 

   Bana göre izlemekten son derece keyif alacağınız hem gülüp hem duygulanacağınız Mucize filmine gitmediyseniz mutlaka gitmelisiniz. Samimiyetin,aşkın,karşılıksız yapılan iyiliklerin ve fedakarlıkların doyum noktasına ulaşacağınız son derece başarılı bir film..
   

1 Ocak 2015 Perşembe

Sözde Ateistler !

Günümüzde artık hemen hemen herkes birbirine özenir oldu. Birisi en son çıkan bir telefon aldıysa , öteki onun aynısını almak için varını yoğunu ortaya koyuyor. O telefona sahip olana kadar da hiçbir şey onu mutlu etmiyor. Tabi bu en basit örneklerden birisi. Bu örnekleri sayısız bir şekilde çoğaltabiliriz. Özellikle gençler arasında yaygın olan bu özentilik durumu git gide nesnelerden çıkışıp,insani özelliklere,ahlaka ve inanışlara kadar sıçradı. Herkesten farklı olmak adına,kendilerince herkesten önde olmak adına yapmadıkları kalmıyor. Yenilik,modernlik adı altında yapılan her ahlaksızlık,her başkaldırı günümüz insanları tarafından normal karşılanmaya başlandı. Benimse canımı en çok sıkan şey,özellikle gençlerin sırf farklı olmak uğruna dinle ilgili yanılgılara düşmesidir.Haşa ! Allah’a inanmamak onun varlığını kabul etmemek bir ayrıcalık üstünlük olarak dalga dalga yayılıyor. Bu tür insanların ağzından duyduğumuz tek laf: ‘Ben tüm kutsal sayılan kitapları okudum ama artık böyle bir şeyin olmadığına karar verdim.’ Oluyor. Halbuki biraz sorgulasanız hiçbir şeyden zerre kadar anladıkları yok. Ateist olmayı,başkaldırmayı kendilerince üstünlük olarak kabul ediyorlar. Bu tür insanların yaşayışlarına bakınca zaten her şey anlaşılıyor. Hepsi popüler olmak,ön planda olmak uğrunda yanıp tutuşuyorlar. Birisi çıkıp ben müslümanım,Allah’a inancım,sevgim ve saygım sonsuz dese kimse onunla ilgilenmez.Çünkü olması gereken budur ve yıllardan beri de kanıksadığımız bir durumdur. Fakat birisi çıkıp Allah’a inanmıyorum,onun var olduğuna dair şüpheliyim derse eğer,olumlu ya da olumsuz eleştiriler alacağı için maalesef ki o kişi ön plana çıkıyor. Zaten ön plana çıkma arzusunda olan diğer gençler de dinle ilgili tek bir bilgiye bile sahip olmadan bu fikre sırf popülerlik adına katılıyorlar. Ben ateistim diyen birisine çıkıp üç beş soru sorsak bize dönüp dolaşıp aynı cevabı verir. Çünkü aslında onun bu konu hakkında en ufak bi fikri yoktur o sadece popüler olmak için sayfaların da Allah’a inanmıyor hissi veren yazılar yazmakla meşguldür. Akıllarını kullanmak,onlar için gereksiz bir olaydır. Allah’ın varlığına delil olacak onca olay,onca nimet,onca sır varken,onu inkar etmek tam bir kendini ahmaklıktır.Tüm kainatın,dünyanın,insanların,hayvanların ve her şeyin oluşumunu ufak tesadüflere bağlayan insanlara ahmak demenin saygısızca bir kelime olduğunu düşünmüyorum. Basit bir örnekle şöyle demek istiyorum; ateist olan birisini karşımıza alsak ve ona sıradan bir su şişesini gösterip bu su şişesinin kendi kendine meydana geldiğini söylesek bize ne cevap verirdi ? Herhalde kendisiyle dalga geçtiğimizi düşünerek bize kızıp,onun bir sanatkarı olduğunu iddia eder ve böyle bir şeyin saçmalığından bahsederdi. Ve haklı da olurdu.Peki o zaman,bu basit su şişesinin bile bir sanatkarı varsa,insanın kendi kendine var olduğuna nasıl inanırsın ? İnsan vücudunda ki onca sistem ,damarlarımız,kanımız,derimiz,gözlerimiz ve heryerimiz.. Bunca güzelliğin bunca fonksiyonun bu denli düzenli bir şekilde bir araya gelmesi ne kadar tesadüf olabilir? Hangi akıl ve mantık şişenin bile kendi kendine meydana gelmediğini kabullenirken insanın kendi kendine olduguna inanır? Bu kadar basit bir örnekle bile çürütülebilecek ateistlik denen kavrama,birçokların bu kadar ilgi göstermesi gerçekten de çok üzücü bir durum. Umarım en yakın zamanda bu tür saçmalıklara son verip,önemli olanın popüler olmak değil,düzgün yaşamak olduğunun farkına varırlar..

Hoşgeldin 2015 :)

   Ooo Hoşgeldin 2014 bize mutluluk ver nidalarıyla karşıladığımız bir seneyi daha geride bıraktığımız bu gün ve saatlerde,geçen sene 2014den ne istediysek aynısını belki daha fazlasını geçiriyoruz içimizden 2015e dair.Kimimiz aşk istiyor 2015den çılgınca sevebileceği,kimimiz üniversite sınavlarından başarı elde etmeyi,kimimiz bir parça huzur istiyoruz yepyeni ve henüz eskitmeye başladığımız yılımızdan.Bir umut işte bekliyoruz yeni yıldan bize kıyak geçmesini. Vermesini o çok beklediğimiz,hayalini kurduğumuz sevinçlerimizi. 
   Yeni yılımızın hepimize istediğimiz o sevgilimizi,işimizi,okulumuzu,aşımızı,suyumuzu,evladımızı,paramızı,huzurumuzu,ailemizi gani gani vermesi dualarıyla kutlu,mutlu olmasını diliyorum. Umarım yeni yılda her şey gönlümüzce olur..